30 Ekim 2008 Perşembe

FOSİLLER

Atnalı Yengeci
İlk fosil kayıtları 425 milyon yıl öncesine dayanan atnalı yengeci, günümüz sahillerinde aynı şekli ile varlığını sürdüren önemli bir yaşayan fosil örneğidir. Kumsalda rahat yürümesini sağlayan ve bir dümen gibi hareket eden kuyruğu, son derece kompleks birleşik yapıdaki iki gözü ve tüm diğer özel yapıları ile günümüzden 425 milyon yıl önce, bugünkü şekliyle varlığını sürdürmüştür.




450 milyon yıllık atnalı yengeci fosili. Fosilin günümüzde yaşayan atnalı yengeçlerinden hiçbir farkı yoktur. Günümüzden yaklaşık yarım milyar yıl önce de aynı özelliklere ve aynı kompleks donanımlara sahiptir. Bu gerçek, Darwinistlere göre canlıların evrim geçirmeleri gereken bir dönemde evrimin hiçbir şekilde yaşanmadığını açıkça gösterir.




Hamam Böceği
Hamam böceği, bugüne kadar yaşamış olan en eski kanatlı böcektir. Fosil formu bundan tam 350 milyon yıl önce Karbonifer Dönemi'nde ortaya çıkmıştır. Bu canlı, en küçük bir harekete, hatta bir hava akımına karşı bile oldukça hassas olan çeşitli uzantılarıyla, mükemmel kanatlarıyla, nükleer radyasyona bile karşı koyabilecek dayanıklı yapısıyla, 350 milyon yıl önceki halinden farksızdır.


300 milyon yıllık hamam böceği fosili, günümüzde yaşayan hamam böcekleriyle tamamen aynı özelliklere sahiptir. 300 milyon yıllık bu yaşayan fosil, Darwin'in evrim teorisini kesin olarak reddetmektedir.




Okapi
Evrim teorisinin en büyük sahte delillerinden birini çürüten, hatta evrim adına yapılmış önemli bir sahtekarlığı ortaya çıkaran yaşayan fosillerden biri de sayfanın altında resmi görülen Okapi'dir.
Bu canlının bulunan fosilleri Miocene devrine aitti. 1901 yılında ilk defa canlı olarak ele geçirilene kadar, Okapi'nin soyunun tükenmiş olduğu sanılıyordu. Ve bu nedenle de evrimciler tarafından alınıp tamamen sahte bir iddia olan atın evrimi senaryosuna bir ara geçiş canlısı olarak dahil edildi. Ancak Okapi'nin canlı örneğinin ele geçirilmesiyle, atın evrimi senaryosu da ortadan kalkmış oluyordu.
Memelilerin hayali kökeni konusunda "atın evrimi", uzun bir süre boyunca evrimcilerin baş tacı ettikleri bir konuydu. Çeşitli boy sırasına göre canlılar arka arkaya dizilmiş ve aralarındaki anatomik farklılıklar hiç dikkate bile alınmadan bunların atın evrimsel aşamaları olduğu öne sürülmüştü. Yıllar boyunca doğal tarih müzelerinde sergilenen bu seri, evrime bir delilmiş gibi ders kitaplarında bile anlatıldı. Ancak bugün pek çok evrimci, atın evrimi senaryosunun geçersizliğini açıkça kabul etmekte ve bunun tümüyle göz boyamaya dayanan bir sahtekarlık örneği olduğunu itiraf etmektedir.
Kasım 1980'de Chicago Doğa Tarihi Müzesi'nde 150 evrimcinin katıldığı, dört gün süren ve kademeli evrim teorisinin sorunlarının ele alındığı bir toplantıda söz alan evrimci Boyce Rensberger, atın evrimi senaryosunun, fosil kayıtlarında hiçbir dayanağı olmadığını ve atın kademeli evrimleşmesi gibi bir sürecin hiç yaşanmadığını şöyle anlatmıştır:
Yaklaşık 50 milyon yıl önce yaşamış dört tırnaklı, tilki büyüklüğündeki canlılardan, bugünün daha büyük tek tırnaklı atına, bir dizi kademeli değişim olduğunu öne süren, ünlü atın evrimi örneğinin geçersiz olduğu, uzun zamandır bilinmektedir. Kademeli değişim yerine, her türün fosilleri bütünüyle farklı olarak ortaya çıkmakta, değişmeden kalmakta, sonra da soyu tükenmektedir. Ara formlar bilinmemektedir.
Rensberger'in bulguları doğrudur, atın evrimi adı verilen bir sürecin yaşandığına dair hiçbir kanıt yoktur. At serisi iddiası, tamamen spekülatiftir, gerçeklere dayanmamaktadır ve bu canlıların aralarında anatomik ve fiziksel oldukça büyük farklar bulunmaktadır. Ancak Rensberger'in ihmal ettiği nokta, söz konusu canlıların tümünün soylarının tükenmiş olmadığıdır. 1901 yılında canlı örneği ile karşılaşılan Okapi, evrimcilerin ara geçiş formu olarak sergiledikleri bir canlının günümüzde halen yaşamakta olduğunu göstermiştir. At ile hiçbir ilgisi olmayan, daha çok zebraya benzeyen bu canlı, Miosen Dönemi'nde de (23 - 5.3 milyon yıl önce), şu anda sahip olduğu kompleks özelliklerle yaşamıştır.
Bir yaşayan fosil olan Okapi, evrimin en büyük iddialarından bir tanesini bir kez daha çürütmüştür. Her yönden tutarsızlıklarla dolu olan atın evrimi senaryosu, tamamen ortadan kalkmış, evrimin bir başka utancı olarak rafa kaldırılmıştır. Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nden Dr. Niles Eldredge, hala müzenin alt katında duran bu şema hakkında şunları söyler:
Hayatın doğası hakkında her biri birbirinden hayali bir sürü kötü hikaye vardır. Bunun en ünlü örneğiyse, belki 50 yıl önce hazırlanmış olan ve hala alt katta duran atın evrimi sergisidir. Atın evrimi, birbirini izleyen yüzlerce bilimsel kaynak tarafından büyük bir gerçek gibi sunulmuştur. Ancak şimdi, bu tip iddiaları ortaya atan kişilerin yaptıkları tahminlerin, yalnızca spekülasyon olduklarını düşünüyorum.

Hiç yorum yok: